FATİH -
HARBİYE
YAZARI :
Peyami Safa
KAHRAMANLARI :
NERİMAN :
Romanın baş kahramanıdır. Ne istediğini tam olarak bilmeyen ,Avrupai hayata
özenen bir kızdır.
ŞİNASİ :
Neriman'ın evleneceği insandır. Neriman'da ki değişikliklerin farkındadır ama
yapısı gereği sakin bir insan olduğundan dolayı çoğu şeyi sükutla karşılar.
FAİZ BEY :
Neriman'ın babasıdır. Kızındaki değişikliğe bir anlam veremez ama herşeye
rağmen kızının mutluluğunu isteyen iyi bir babadır.
MACİT :
Neriman'nın erkek arkadaşıdır. Neriman'ı öz değerlerinden uzaklaştırmasında
önemli bir rolü vardır.
GÜLTER : Nerimanların
evlerindeki emektar yadımcıdır.
FAHRİYE :
Neriman'ın arkadaşı.
NEZAHAT :
Şinasi'nin kız kardeşi.
FERİT :
Şinasi'nin arkadaşı
YAZARIN EDEBİ
ŞAHSİYETİ - HAYATI :
PEYAMİ SAFA
(1899-15
Haziran 1961)
Şair İsmail
Safa'nın oğlu olan Peyami Safa, küçük yaşta babasını kaybetti(1901). Ve uzun
süren bir hasatalık dönemi geçirdiği için ilkokuldan sonra düzenli bir eğitim
görmedi.Bütün yaşamı boyunca kendi kendisini yetiştirdi. On üç yaşında
çalışmaya başladı. On dokuz yaşında gazetecilik mesleğine girdi. Sayısız makale
ve fıkra yayınladı.Para kazanmak kaygısıyla yazdığı romanlarda "Server
Bedi" imzasını kullandı. Asıl adını taşıyan romanlarında çok yönlü
kişiliğini yansıttı. Kendisini yetiştiren yazar, geniş kültürünü, güçlü
sezgilerini duygu ve düşünce planındaki araştırmalarında kullandı.
Türkiye'nin
geçirdiği kültür ve medeniyet değişiminin toplum hayatına etkilerini, bunların
psikolojik ve sosyal sonuçlarını, buhranlarını, çatışma ve uzlaşmaları ele
aldı. Tahlilci,tenkitçi, bir bakış açısı kullandı.
Türk
edebiyatını olduğu kadar, batı romanını da inceleyen Peyami Safa,
edebiyatımızda romanı çok iyi bilen yazarlardan biri oldu.Roman tekniği ve
incelemesi ile ilgili ilk sayılabilecek makaleleri de yine Peyami Safa yazdı.
Sağlam ve objektif görüşler ileri sürdü. Bu makalelerde kendi romanlarının
savunmasını veya izahı yerine, genel anlamı ile roman türünü ele aldı.Romanda
realizm ve natüralizmi reddetti. Romanda tip, hacim, ifade, tahlil ve kurgu ile
ilgili görüşler ileri sürdü.
Kendi yazdığı
romanlarda felsefe bilgisi ve geniş kültürünün etkisiyle metafizik konulara,
gazteciliğinin yönlendirmesi ile sosyal meselelere yer verdi.Buna rağmen, dar
ve kapalı mekanlarla az sayıda kahraman ve basit olay örgüsü ile kurduğu
başarılı psikolojik romanlarıyla tanındı. Ruh hallerini çözümlemedeki
başarısı,usta işi roman kurgusu ve kıvrak dili ile dikkatleri çekti. Konunun
çeşitliliğine ve derinliğine göre farklı anlatım tekniklerini kullandı. Tahlil
ve tasvirin ağırlıklı olduğu tahkiyede konuşur gibi yazmaya karşı çıktı. Halk
dilinin aşılması ve günlük ifade imkanlarının üstüne farklı ve soyut kavramları
da içeren geniş bir edebiyat dilinin kullanılmasını savundu.
Server Bedi
takma adıyla yazdığı 80 kadar hikaye ve romanı edebi eser saymamaktadır. Peyami
Safa'nın avam işi kabul ettiği bu eserlerin çoğu edebiyat tarihçilreri
tarafından takdirle karşılanmaktadır.Özellikle Cingöz Recai adlı roman
kahramanın etrafında gelişen bir seri eseri, edebiyatımızın yegane polisiye
romanları sayılmaktadır.Peyami Safa'nın asıl edebiyatçı yanı, kendi adıyla
yayımladığı romanlarında belirmektedir.
ESERLERİ:
Fikri eserleri
; Türk inkılabına bakışlar (1938), Büyük Avrupa Anketi (1938), Felsefi Buhran
(1939), Millet ve İnsan (1943), Mahutlar (1959), Sosyalizm (1961), Nasyonalizm
(1961), Mistisizm (1961).
Hikayeleri ;
Karanlıklar Kralı (1913), İstanbul Hikayeleri (1919),Gençliğimiz (1922), Siyah
Beyaz Hikayeler (1923), Aşk Oyunları (1923), Süngülerin Gölgesinde (1924),
Ateşböcekleri (1925).
Romanları ;
Sözde Kızlar (1925), Mahşer (1924), Canan (1925), Bir Akşamdı (1928), Şimşek
(1928), 9. Hariciye Koğuşu (1930), Attila (1931), Fatih-Harbiye (1931), Bir
tereddüdün Romanı (1933), Biz İnsanlar (1939), Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
(1949), Yalnızız (1951).
Ölümünden
sonra yayınlanan seçme yazıları ; Doğu - Batı Sentezi (1963), Osmanlıca -
Türkçe - Uydurmaca (1970), Sanat - Edebiyat - Tenkid (1970), Seçmeler (1970),
Din - İnkılap -İrtica (1972), Kadın - Aşk - Aile (1973), Eğitim - Gençlik -
Üniversite (1973).
FATİH -
HARBİYE :
Peyami
Safa'nın san'at dünyasının zirvesine tırmanan eserlerinden biridir.Çünkü Peyami
Safa' nın olgunluk çağında yazılan bir eserdir.
Türk - İslam
mücerretlerini Osmanlı müşahhasında meydana getirdiği medeniyetten kopulup
batıya yönelişin cemiyet ve aile üzerindeki tesirlerini işlemektedir.
Batılılaşma hareketinin önceleri muayyen semtlerde süratle yerleşmesine mukabil
bazı semtlerin daha fazla geleneğini muhafaza ettiğini ve böylece İstanbul' un
yamalı bohça manzarasına büründüğünü, zamanla batılılaşma cereyanını büyük bir
gayretle eski medeniyete bağlı istanbul semtlerini hırpaladığını ortaya
koyarken, medeniyetler arası, çatışmanın ailelere kadar girerek babayı aynı
dünyada bırakıp, çocuğunu batıya doğru çektiğini göstermektedir.
Bir moda
salgını tarzında yayılan Batılılaşma hareketinin zamanla ruhlarda nasıl bir
törpülenme husule getirdiğini teşhisten sonra; bu yeni hayat uslubuna gönül
vermişlerin dahi ruhlarının en derin ve en nazlı noktalarında, öz kültürümüz
arzusunun küllenmiş bir kor şeklinde varlığını muhafaza ettiği, eserde açıkça
görülmektedir.
Peyami Safa,
Fatih - Harbiye' de toplum ve kültür yozlaşmasının nedenlerini tartışırken de
toplumdaki maddileşmeyi öne sürerek Batılılaşmanın gereksizliğini vurguladı.
Fatih - Harbiye onun bu yönünü en iyi gösteren romanıdır. Peyami Safa bu
romanını kahramanı genç kızın (Neriman), asıl değerlerden uzaklaşarak
Harbiye'de yaygınlaşan Avrupai yaşama özenmesini ve yeniden Fatih'in
simgelediği aslına dönüşünü betimlerken, bu değişimi, bütünüyle ruhsal
etmenlere bağlar.
Alternatif
özet
Fatih harbiye
Eserin baş
kahramanı Neriman lise yıllarında tanıştığı ve yedi yıldır birlikte olduğu
dostu Şinasi’den gittikçe uzaklaşmaya baslar.
Artık o
Şinasi’nin ve çevresindekilerin tanıdığı Neriman değildir. Giyimi, zevkleri,
derslerine ve çevresine karsı tavırları değişmiştir.
Doğu
medeniyeti ve ona ait her şeyden nefret etmekte, buna karşılık Batı medeniyeti
ve ona ait her şeye sevgi duymaktadır. Bu yüzden İstanbul’da Batının etkilerini
en çok üzerinde taşıyan Beyoğlu semtine karsı aşırı bir sevgi duyar ve her
fırsatta evlerinin bulunduğu Fatih'ten tramvaya binerek oraya dolaşmaya gider.
Bu arada
konservatuarın Bati Müziği Bölümü ve Beyoğlu’ndan tanıştığı zengin aile çocuğu
Macit ile arkadaş olur. Macit onun gözünde Batiyi ve medeniliği temsil eden bir
gençtir. Bu yüzden ona karşı bir sevgi duyar.
Hatta Neriman
bir gün Şinasi’ye yalan söyleyerek Macit ile buluşmaya gider. Fakat Şinasi bu
yalanın farkına varır ve araları iyice bozulur.
Bir gün Macit
Neriman’ı zengin insanların katılacağı büyük bir baloya davet eder. Neriman da
bu baloya katılmayı çok istemektedir. Baloya gitmeye izin alabilmek ve gerekli
parayı temin edebilmek için, son zamanlarda değişen tavırlarından dolayı
kendisine kızmakta olan babası Faiz Bey’in gözüne girmeye çalışır. Uzun
konuşmaların ardından Faiz Bey, Şinasi ile birlikte gitmeleri şartıyla baloya
gitmesine izin verir.
Bunun üzerine
Neriman baloda giyeceği bir elbise almak için Beyoğlu’na gider. Dönüşte
dayısının evine uğrar. Fakat burada dayısının kızlarından dinlediği bir olay
Neriman’ın hayatini değiştirir.
Olay sudur:
"Fakir bir Rus gitaristle yasayan bir Rus kızı, az parayla yaşamak
kendisine ağır geldiği için onu terk ederek, tanıştığı zengin bir Rum ile
evlenir. Fakat bu zenginlik içindeki hayatta eskisinden çok daha mutsuz olur.
Bu hayattaki her şeyi ve çevresindeki insanların davranışlarını basit ve
yapmacık bulur. Pişman olarak tekrar fakir Rus gitariste döner. Fakat adam
kendisini kabul etmez. Buna dayanamayan Rus kızı intihar eder."
Neriman
dinlediği bu olayla kendi hayati arasında büyük bir benzerlik bulur. Gittiği
yolun yanlış olduğunu, mutlu olmak için sadece paranın ve medeniyetin yeterli
olmadığını, iç huzurun da gerektiğini anlar.
Balodan da,
Macit'ten de vazgeçer. Doğu medeniyeti ürünü olduğunu düşünerek nefretle bir
kenara bırakmış olduğu udunu tekrar eline alır. Şinasi ile de en kısa zamanda
evlenmeyi kabul eder.
Artık Neriman,
babası Faiz Bey ve Şinasi mutsuz geçen günlerin ardından nihayet huzurlu
günlerine dönmüşlerdir.
KARAKTERLER
HAKKINDA YORUMUM:
EN SEVMEDİĞİM
KARAKTER : Nermin'dir. Aslında duyguları çok karışıktır ama yine de yaptığı
şeyler çok yanlıştır.Romanda Neriman'nın bencilliği çok açıkça belli, babasını
-çok zengin olmadıkları halde- masrafa sokmuştur.Neriman'ın çok istediği şey
Macit'in davet ettiği baloya katılmaktır . Bu balayo katılmak için ve elbise
almak için babasına bunu nasıl kabul ettireceğini düşünmektedir. Neriman öz değerlerinden
uzaklaştıkça kafası daha çok karışmaktadır ve son olarakta dayısının kızlarının
evinde bir Rus kızın hikayesini dinleyince aklı başına gelir.Önceleri yaptığı
şeylerle evleneceği insan olan Şinasi'nin de kalbini kırmıştır.
EN SEVDİĞİM
KARAKTER : Şinasi'dir.Neriman'da ki değişikliğin farkındadır. Fakat bu ilişkiyi
hem uzun bir ilişki olduğu için hem de Neriman'ın babası olan Faiz Bey'e
saygısından dolayı son verememiştir.Arada sevgide söz konusudur. Neriman'ın
ondan gizli Macit ile buluştuğunu görmüş ve Neriman'dan soğumaya başlamıştır.
Sabırlı bir insandır. Neriman'ın tekrar özüne dönmesinde rolü vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder