1. KİTABIN
KONUSU :
Süreyya ve
onun karısı Suat ve akrabaları olan Necip Bey ile aralarında geçen olayları
anlatmaktadır.
2.KİTABIN
ÖZETİ :
Süreyya ve
karısı Suat’ la birlikte babasının evinde oturmaktadır. Ama bu halden memnun
değildirler. Babası hem yaşlı, hem dediği dediktir. Onun yüzünden her yaz bir
tane taş ocağına benzeyen köye gelirler ve orada sıkıntıdan patlarlar. Suat bu
arada başka olaylardan da sıkılmaktadır. Suat’ ın kardeşi Hacer akrabası olan
Necip Bey’ le gönül eğlendirmektedir. Hacer evli ve eşi de onun için herşeyini
verecek nitelikte bir eştir. Daha sonraları Suat ile Süreyya birlikte mutlu bir
şekilde yaşayabilmenin yolunu aramışlar ve bulmuşlardır. Suat Hanım gizlice
babasından para isteyip eşi için bir yalı kiralar. Kocası bu duruma çok
sevinir.
Necip de hem
dostarı hemde akrabaları olarak Suat ve Süreyya’ nın yanına gelir. Süreyya için
yelkenle gezmek ve balık tutmak vazgeçilmez bir zevktir. Süreyya bu
alışkanlıklarını sürdürürken Suat da Necip’le birlikte piyano çalmaktadır.
Başbaşa geçen
bu uzun yaz tatilinin sonlarında Necip Bey birşeylerin olduğunu, Suat Hanım’a
aşık olduğunu anlar. Bu durumdan kurtulmaya çalışsada başarılı olamaz. Sonunda
çare olarak onların yanından ayrılmaya karar verir. Giderkende Suat’ın
eldivenlerinden bir tanesini izinsiz olarak hatıra olması için alır.
Daha sonraları
Necip’in tifoya tutulduğu öğrenilir. Süreyya ve Suat buna çok üzülürler.
Tehlike devresi geçince Necip’in yanına giderler. Necip hastalığın etkisiyle
sinir yorgunluğu içerisindedir. Hacer Necip’in hastalığı sırasında yanında
bulunmuş ve o sıralarda Necip’in kendiden geçmiş olduğu zamanda yastığının
altından bir bayan eldiveni bulmuştur. Hep birlikte hasta hakkında
konuşurlarken Necip’in annesi eldiveni gösterir. Suat kendi eldivenini görünce
şok olur ve olayı anlar fakat kimseye sezdirmez. O sırada Necip’te sapsarı olur
utancından ve çaresizliğinden ne yapacağını bilemez.
Necip
hastalıktan sonraki iyileşme devresini yalıda geçirilmek üzere mecbur edilir.
Halbuki O, onlardan kaçmak için uğraşmaktadır.
Bir yaz sessiz
ve olaysız bir şekilde geçmiştir. Eylül gelince Süreyya konağa gider. Bu gidiş
beklenen bir gidiş değildir. Suat bu duruma anlam veremez. Daha gitmeden önce
kışı bile beraber geçireceklerini söylemiştir. Ama Süreyya birşeyleri sezmiş
olup, o yüzden gitmiştir.
Konağa geri
dönülür. Necip artık eskisi kadar yalıya gelmemektedir. Hele Hacer’in davranışları
, onların her bakışlarından anlam çıkarmaya çalışan tavrı her ikisini de deliye
döndürür. Birbirlerini buldukları anda , ister istemez kaybedeceklerdir. Suat
kendisinden kalan , Necip’in aldığı eldivenin diğerini de verir. Bunun sebebi
ise artık hayatın Suat için yaşamaya değer bir tarafı kalmamasıdır.
O gece konakta
yangın çıkar.Herkesi bir telaş ve korku alıp götürür. Canlarını zor
kurtarırlar. Ama Suat ortalıklarda yoktur. Süreyya alevlerin içine doğru Suat
diye inlemektedir. Ama cesaret edemez. Necip bir haykırışla içeriye fırlar .
Her ikiside çöken tavanın altında can verirler.
3.KİTABIN ANA
FİKRİ :
Her ikisi de
evli olan kişilerin ellerinde olmadan , birarada bulundukları sürede
birbirlerine , eşlerinden habersiz yakınkaşmaları ve aralarındaki yasak aşkı
anlatmaktadır.
4.KİTAPTAKİ
OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Suat : Kocası
Süreyya ile mutlu bir evlilik sürdürürken Necip Bey’e aşık olur.
Necip :
Akrabaları olan Süreyya ve Suat’ın yanına gelip , Suat’a aşık olan bir adamdır.
Süreyya :
Suat’ın kocasıdır. Onun için yelkenle gezmek ve balık tutmak vazgeçilmez bir
zevktir.
Hacer :
Suat’ın kardeşi ve Necip ile gönül eğlendiren bir kadındır.
5.KİTAP
HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞ :
Kitap,
psikolojik bir roman olup, ruhsal çözümlemelerde çok başarılı bir çalışma
sergilemiştir. Şahısların ruh hallerini çok iyİ bir şekilde okuyucuya
aktarmaktadır. Yalnız biraz ağır olduğu için okurken zorluk çekilmekte ve bu
yüzden biraz da okuyucuyu sıkmaktadır.
6.YAZAR
HAKKINDA BİLGİ :
İstanbul’da
doğdu. Soğuk Çeşme Askeri Rüştiye’sini ve Bahriye Mektebi!ni bitirdi. Bir süre
subaylık yaptıktan sonra, 2. Meşrutiyet’in ilanından sonra bu görevinden
ayrıldı. Hayatını yazarlıkla kazanmaya başladı. 1923’ ten sonra da ticaretle
uğraşmaya başladı. Küçük yaşlarda iken edebiyata merak sarmıştı. Birçok eser
yazdı,çeviri yaptı. Servet-I Fünun hareketine katıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder